27 Kasım 2013 Çarşamba

İnsan ve Düşünen Hayvan

Akil ahibi olmayan insanlarin dustugu durumu izah etmeye gerek gormeyecek kadar, onlarin ne hallere dustugunu akli basinda olan herkes bunu bilir

Akildan yoksun insan yasamani surdurmeyi beceremez.Akildan yoksun insan icgudulerine ragmen hayatini surdurmesine neden olacak ihtiyaclari nasil edinecegini bilemez.Baskalarina muhtac halde yasar.hatta ve hatta akil hastanelerinde gozetim altinda tutulacak kadir acizdir.

sorulacak soru su:peki hayvanlar akildan yoksun olmarina ragmen neden hayatta kalmak icin yapmalari gerekenleri insanlardan daha iyi yapabiliyorlar.neden insan akilsizken bu derece tum meziyetlerinden yoksun zavalli bir haldeyken akilsiz canlilar buna ragmen insandan daha hunerli? Eger bu icgudulerden kaynaklanan bir durumsa icguduleri hayvanlarin dogru yonde kullanmasini saglayan ne? Insan neden icgudulerini dogru kullanarak hayvanlar gibi yasama tutunamiyor.yoksa evrim birine akil digerine icguduyu ayri ayri mi planladi

Bilgi Sorunsalı

Bir bilgisayarın bilgiyi işleyip onu doğru yönde kullanabilmesi için bilginin analizini yapacak bilgiyi tanımlayacak kısaca başka bir bilgi gerektiren bir işletim sistemine ihtiyacı olacaktır.Aksi takdirde bilgisayar kendisine gelen bilginin bilgi olduğunu anlayamaz ve o bilgiyi nasıl kullanacağını bilemez.Peki evrenin ilkel dönemlerinde canlılığa gerekli olan bilgi nerden geldi ve bu bilgiyi işletecek sistem nasıl varoldu?

Ham bilgi tek başına bir işe yaramaz birde bunu işletecek bir mekanizmanın varolmasının zorunlu olduğunu görüyoruz.Evrimin hangi tesadüfi paradigmaları böyle bir sistemin oluşmasına neden oldu?Bilgi nasıl gelişme gösterir.Ki bilgi nöronların gelişigüzel hareketleri sonucunda oluşuyorsa bebekler neden büyükler gibi düşünmüyor.

Sorgulanmamış Hayat

Einstein bir sözü vardır."Herkesin hem fikir olduğu bir gün kayıp bir gündür"
Aslında bu Tanrının da insanların her konuda hem fikirli oalrak yaratmadığının nedenlerini bize göstermektedir.Her kadın ya da erkek aynı olsaydı insanlar karşı cinslere ilgi duyabilirler miydi?

Her düşünce aynı olsaydı insanlar farklı keşiflerde bulunabilirler miydi?Herkes tanrıyı görseydi insanlar insanlar tanrıdan başka herhangi bir şeye inanma ihtiyacı duyar mıydı?Herkes bir tanrının olmayacağını bilseydi herkes felsefe yapabilir miydi?Ya da herkes aynı şekilde düşünseydi insanlar bir tanrıya inanmayan kimse olur muydu?Ya da bitki ve hayvan çeşitleri olmasaydı insan kendisi dışında farklı bri canlı arayışını zihninde varedebilir miydi vb.

Bunlara baktığımızda Tanrının hereyi farklı yaratmasının nedenleri ortaya çıkıyor.En basitinden bir tanrının varlığınan inanan kişi canlıların belirli bir noktaya kadar büyümesi ve sonrasında bu büyümenin durmasının bilinçli bir programcı tarafaından tasarlanamsı gerektiğini düşündürürken,diğer yandan inançsiz bir kişi bunu sadece tabiat kanunlarının (tabi o kanun nereden geliyor sorusu muallakta kalıyor) canlılar üzerindeki gelişim etkisinin belirli bir yere kadar süreceğini iddia edebilir.Ancak bir noktadan sonra insanlar;var olan her şeyin, kendisinden önce gelen bir şeyin neden olduğuna inanmışlardır.Tıpkı farklılıkları yaratan tanrının bunu bir nedena bağlamış olması gibi.

Evrende herşey kendi işlevini yerine getiecek şekildedir;ancak her şey kendisini aşacak nedenleri varedecek işlevleri yerine getiremez.Tıpkı insanların birbirlerine benzememek ya de herkes gibi aynı düşüncelere sahip olamamak için kendi öz yapılarına müdahale edememeleridir.
Sokratın dediği gibi;
Sorgulanmamış Bir hayat Süren İnsanların Hayatı, Kendi Ellerinde Yada Kendi Kontrollerinde Değildir. Onların Denetimi Dışarıdan Gelmektedir "Sokrates"

Bizleri tek ortak yönü ise ölümün gerçek olduğunun bilincinde olmamızıdır.hoşo'nun dediği gibi;
Birisi daha büyük bir ev ister, daha büyük bir banka hesabı, daha fazla ün, daha fazla isim, daha fazla güç ister. Birisi başbakan veya cumhurbaşkanı olmak ister. Hepsi sahtedir çünkü ölüm onları alıp götürecektir. Sahtenin anlamı budur. Sadece ölüm tarafından götürülemeyen şey gerçektir

Bilinçli İnsandan ÜRETKENLİĞE

Kişinin bir tanrının varolmadığını iddia etmesi için beraberinde şu nedenleri ya kendisi müdahalesiyle başarabilmiş olmalı ya da bunların evrende nasıl başarılmış olduğunun nedenlerini kanıtlamalıdır.

canlılık arzetmeyen toprağın bir bitkiyi üretmesı ve bu bitkileri sistematize ederek meyvelerin oluşumda kullandığı yöntemleri ve maddeleri insanın kendisi de aynen kullanarak (yani kopya çekerek)ortaya böyle bir (meyve üretsin) ürün çıkarsın .Ya da biraz daha imkanını kolaylaştıralım.odundan meyve getirme sanatını gerçekleştirirlerse seviniriz.Hem de akıl bedava..

Canlılık arzetmeyen evrenin küçük bir modelini üretsinler.Büyük patlamaların olduğu,yeni yıldızları oluştuğu,yörüngelere sahip gezegenlerin varlığı,büyük ısı kaynaklarının oluşturduğu elementlerin her an varolduğu küçük bir evren modeli inşa etsinler.

ve bu hengamenin içinde düşünebilen canlıların oluşabileceği alanları ve canlıların gelişimin sağlayacak evrim mekanızmasının oluşabileceği bir ortamı varetsinler

Maddeleri kullanarak suyu üretsinler

Cansız evrende bilgiyi varetsinler

Cansız evrende kendi kendine varolduğunu ileri sürülen insanda düşünmeyi ve duygulanmayı sağlayan nedenin nöronların gelişigüzel hareketleri olduğunu düşünüyorlarsa bu nöronların aynısını üretip aynı anda sevgiyi yüklesinler,şiir yazma yeteneği yüklesinler,düşünmeyi yüklesinler,farkındalığı yüklesinler
.
Tesadüfler kendi kendine düşünebilen bir canlılının varolmasına neden oluyorsa o zaman insanlarda düşünebilen canlıların çok daha ötesinde bir canlıyı  üretsinler
vb..

Tüm bunları aklını ve elindeki malzemleri kullanarak varedemeyen insanın tüm bunlara neden olanın tesadüfler yığını olduğunu iddia ederse bu kadarını da anca "çüş" denir

2 Kasım 2013 Cumartesi

Tanrı ve Dinler Neden Var


Bizler "Evrenin onun olmasını gerektiren nedenlerin içinde yer aldığını bildiğmiz için tanrı vardır".diyoruz.Yaratılışı kabul etmeyenlere ;
"o halde tanrının olmadığını bizlere kanıtla" diye bir soru yönelttiğiniz takdirde cevapları şu şekilde olacaktır
"olmayan bir şeyin ispatı da olmaz"tıpkı carl saganın dediği gibi
"kanıt gösterilmeden yapılmış bir iddiayı çürütmek için kanıta ihtiyaç yoktur"
deyişi gibi bir nedeni öne sürerler.Halbuki tanrının varlığını baştan OLMAYAN sınırı içinde değerlendiriyorlar.iyi de olmadığı ispatlanmadı ki?
Din de aslında Tanrının insanı neden yaratmış olabileceğine dair verilmiş haklı bir tepkidir.Tanrının nasıl ki varlığı evrendeki haklı nedenlere dayanıyorsa,tanrının insanı yaratmış olmasının da haklı nedenleri olmalıdır.Ve bu yaratılma nedeninın yanıtını arayan insan bunu yanıtlamak adına çaba gösterme gerei duyuyorsa ve tüm bu çabaların sonucunda din denilen bir cevap yöntemini belirliyorsa insanlar bir din yaratmakla tanrı karşısında haklı bri nedene sahip olmuşlardır demektir.

Paradokslarla Ateizm

2 gün önce öteki gündem progrmında akıl din ilişkisi adlı bir program izledim.Ayşe Hür adında ateist bir araştırmacı yazar ve karşısında biri felsefeci bir diğeri de biyolog olmak üzere moderatör dışında iki kişi vardı. Aslına bakarsanız bu pekte hoş ve ahlaki de olmayan bir tartışma biçimiydi.Ayşe hürü araya almışlar sağdan soldan habire fikirlerini empoze etmeye çalışırlarken ayşe hanımda bunun etkisi altında kalmamak adına ses tonunu yükselterek hızlı hızlı konuşarak ve soru üstüne soru sorarak bu soruların yanıtını beklemeden karşısındaki kişilere baskı yapma telaşı içindeydi.Açıkcası çok verimsiz ve klişe bir program izledim.konu bazen öyle yerlere geldi ki ayşe hanımın Turan Dursunluğu tuttu yeri geldi cımbızlama ayetlerden dem vurdu yeri geldi. Tanrıyı kim yarattı, kuran neden Arapça gibi aynı teraneleri sordu da sordu.aslında bunları sorması gayet doğalda biraz yaratıcı olsaydı daha verimli olabilirdi;ancak burda bu iki kişinin özellikle Caner Taslamanın yanıtlarının yetersiz kalması beni şaşırtan ayrı bir durumdu.Ayşe Hür durup durup Tanrıyı kim yarattı sorusunun havada kaldığını ve bunlara cevap verilmediğini söyledi.Bu sorunun yanıtı her zamanki gibi oldukça basitti ve bu ateistlerinde kafasına uyan bir cevaptır (ki bu sorula nereye varılmak istenir onu da anlamış değilim)
yanıt olarak;
"yokluk var mıdır?
-yoktur;eğer varsa nasıl yokluk olur. Bu durumda elimizde bir seçenek kalıyor.birşeyler hep vardı.yokluk varlığı üretmeyeceğine göre o zaman tanrı herşeyin varlık nedeni olarak karşımıza çıkar."
ve dil konusunda da özellikle kuranın neden arapça olduğunu sordu.yanıt olarak;

Biliyoruz ki her bilim dalının bir dili ortak bir dili vardır.örneğin tıp latince ise o halde kuranda insanlığa ortak bir mesajsa kuranında kendine özgü bir dili olmalıdır.eğer kuran bir den çok farklı dilde gönderilmiş olsaydı o zaman her dil kendine özgü anlamlar içersinde farklı yorumların çıkmasına neden olurdu ve her farklı dildeki insanlar kendi dillerinin özelliklerinden çıkardıkları yorumlara göre dinlerini belirlemiş olurlardı.
bari şunu da sorsaydı tam olurdu.tanrı kaldıramayacağı bir taşı yaratabilir mi?yanıt olarak şunu söylerdik
tavuk mu yumurtadan çıkar yumurta mı tavuktan..öncelikle herşeyi yaratan bir güç var sonrada hiçbirşeyin kaldıramayacağı başka bir güç var:)bu sorudaki bir diğer oyun ise tanrı sınırsız ve sonsuz bir güçteyse sınırsız ve sonsuz bir gücün karşısına sınırsız ve sonsuz bir başka bir güç koyarsanız bu güçlerin sınırları olmadığı için sonuç elde edemezsiniz.
Sonuç olarak gördüğüm o ki ateistlerin hepsi aynı dilden konuşuyorlar ve hepsinin sorunu da ortak...Bir Tanrının olmasına ihtimal vermektense en mantıksız olana inanmanın daha iyi olacağı kanısındalar.Aslında bu duygusal bir tavırdır.yani Evrende var olan, olmuş ve olacak şeylerin doğru yönde olmasını sağlayan ve bunlara uygun çözümleri gerçekleştirenin bilinçli bir varlık değilde, bilinçsiz varlıkların tesadüfen çözüm yollarına neden olabileceğini daha bir imkan dahilinde görüyorlar.

Klasik Sorular

1.Allah'in tüm bu olanlardan sonra hedeflediği nedir? 2.Meşhur Ahzap süresindeki peygamberin evlatligiyla evlenmesinin hikmeti? 3.Dini...